Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, “Türkiye, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda yenilenebilir enerji yatırımlarını artırarak çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda dengeli bir büyüme sağlamaya kararlıdır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bakü’de ‘Küresel İklim Krizinde Stratejik İletişim’ toplantısı düzenledi.
Toplantıda katılımcılara video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sürdürülebilir kalkınmanın; ulusal planlama, ekonomi ve ekolojiyle ilgili konuların yanı sıra toplumsal unsurlarla da sıkı sıkıya ilişkili olduğunu dile getirerek, ‘Bu noktada çevre hassasiyetine sahip, doğanın değerini bilen, sorumlu üretim ve tüketim anlayışı taşıyan nesiller yetiştirilmesini de önemsiyoruz.’ dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 29’uncu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı çerçevesinde ‘Küresel İklim Krizinde Stratejik İletişim’ temalı yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.
Toplantıda katılımcılara video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, iklim krizinin dünyanın bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren en önemli sorunlardan biri olduğunu vurguladı.
İklim krizi parametrelerinin en kritik küresel tehdit unsurlarından birinin küresel sera gazı emisyonları olduğuna dikkati çeken Altun, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi Türkiye 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon ilkesiyle konuya yaklaşmaktadır. Bildiğiniz gibi Türkiye, dünyadaki toplam sera gazı emisyonunun sadece yüzde 1’ini üretmesine rağmen küresel toplumun sorumluluk sahibi bir üyesi olarak 6 Ekim 2021’de Paris İklim Değişikliği anlaşmasını imzaladı” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 11 Ekim 2021 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak yeniden örgütlendiğini hatırlatan Altun, bunlara ek olarak İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulamaya konulduğunu, Yeşil Kalkınma, Çevre ve İklim Değişikliği meselelerinde çok etkin bir örgütlenme altyapısı kurulduğunu belirtti.
Emine Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen ve artık tüm dünyada tanınmış olan Sıfır Atık Projesi’nin de Türkiye’nin çevre konusundaki duyarlı siyasetini uluslararası boyuta ulaştırdığının altını çizen Altun, şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı’nın en büyük çevrecilik hareketi olan Sıfır Atık projesi, Birleşmiş Milletler’in 30 Mart tarihini ‘Uluslararası Sıfır Atık Günü’ ilan etmesiyle bir dünya markası haline gelmiştir. Yine Emine Erdoğan Hanımefendi, Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak ‘Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı, 2023’teki BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açmıştır. Bugün, 30’dan fazla devlet ve hükümet başkanı eşi başta olmak üzere 83 ülkeden on binlerce kişi bu sözleşmeyi çevrim içi imzalayarak üretim ve tüketim süreçlerinde Sıfır Atık felsefesi ile hareket edeceklerini taahhüt etmişlerdir.”
‘ÇEVRE HASSASİYETİNE SAHİP, DOĞANIN DEĞERİNİ BİLEN NESİLLER YETİŞTİRİLMESİNİ ÖNEMSİYORUZ’
Türkiye’nin çevre ve iklim değişikliği diplomasisindeki öncü rolünü ortaya koyan kararlı bir adım olarak Sıfır Atık Projesi’nin, küresel iş birliği ve dayanışmayla gerçek anlamda başarıya ulaşacağına işaret eden Altun, “Çevre konusunun, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama potansiyelini riske atmadan bugünün ihtiyaçlarını karşılamak anlamındaki sürdürülebilir kalkınmadan ayrı düşünmemiz de mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Altun, Türkiye’nin, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda yenilenebilir enerji yatırımlarını artırarak çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda dengeli bir büyüme sağlamaya kararlı olduğunu vurguladı.
Sürdürülebilir kalkınmanın; ulusal planlama, ekonomi ve ekolojiyle ilgili konuların yanı sıra toplumsal unsurlarla da sıkı sıkıya ilişkili olduğunu dile getiren Altun, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu noktada çevre hassasiyetine sahip, doğanın değerini bilen, sorumlu üretim ve tüketim anlayışı taşıyan nesiller yetiştirilmesini de önemsiyoruz. İletişim Başkanlığımızın himayesindeki toplantının sağlayacağı iletişim ortamının, yarınımızı da etkileyen bu krize çözüm üretme noktasında faydalı olacağı kanaatindeyim. ‘Türkiye vatanımız, Dünya ortak evimiz’ diyerek bir kez daha hepinize değerli katkılarınız ve iş birliğiniz için teşekkür ediyor; saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.”