İsrail’in 5 Ekim’den bu yana yoğun ve şiddetli saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi’nin kuzeyine yiyecek ve içme suyu gibi temel insani ihtiyaçları içeren yardımların girişini engellenmesi nedeniyle bölgede büyük bir kıtlık yaşanıyor.
İsrail ordusu, son bir ayda 1800’den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, 100 binden fazla Filistinlinin de yerinden edildiği Gazze’nin kuzeyine uluslararası kuruluşların gönderdiği insani ve tıbbi yardımları engelledi.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, dün yaptığı açıklamada İsrail’in son iki gündür Gazze’nin kuzeyine daha önce planlanan insani yardım sevkiyatlarını yine engellediğini açıkladı.
İsrail ordusu, yardım girişini engellerken, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde mevcut altyapıyı, su kuyularını ve hastaneleri bilinçli olarak hedef alarak bölgeyi yaşanmaz hale getirdi.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi, bir hafta önce yaptığı açıklamada, İsrail’in kuşatma ve saldırılarının yanı sıra açlık ve susuzluk nedeniyle ölümlerin yaşandığı Gazze Şeridi’nin kuzeyini felaket bölgesi ilan etti.
Filistinliler, İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyini bombardıman, aç bırakma ve zorla yerinden etme yöntemleriyle işgal ederek bölge sakinlerini yerinden ettikten sonra burayı tampon bölge haline getirmek istediğini belirtiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) Kıdemli İletişim Görevlisi Louise Wateridge de 12 Kasım’da yaptığı açıklamada İsrail’in kuşatması altında bulunan Gazze’nin kuzeyine BM’nin erişiminin engellendiğini ve 1 aydan uzun süredir UNRWA’dan hiçbir yetkilinin bu bölgeye ulaşamadığını bildirdi.
“İsrail, zorla aç bırakma suçlamalarını örtbas etmeye çalışıyor”
Beyt Hanun’daki barınma merkezlerinden birinde ailesiyle birlikte kalan Filistinli genç Rami el-Hamadin, “Uluslararası örgütler ve işgal ordusu, çok az insana yetecek yardım girişine izin vererek kendilerine yönelik zorla aç bırakma suçlamalarını örtbas etmeye çalışıyor.” dedi.
Bölgeye girişine izin verilen un, su ve baklagillerden oluşan kısıtlı yardımların halkın ihtiyacını karşılamaya yetmediğini belirten Hamadin, “Beyt Hanun halkı ve Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki tüm bölgeler, askeri saldırıların başlangıcından bu yana açlık ve susuzluktan ölüyor. Bu durum, işgal tarafından uygulanan iğrenç soykırım sonlanmadıkça asla sona ermez.” diye konuştu.
“İsrail, işlediği suçların üzerini örtmek etmek için bölgeye çok az miktarda yardım girişine izin veriyor”
İsrail’in, Gazze’nin kuzeyinde yardım almak için bekleyen masum insanları bombalayarak öldürdüğünü hatırlatan Hamadin, İsrail’in bölgeye çok az miktarda yardım girişine izin vererek “işlediği iğrenç suçları örtbas etmeyi ve bölgedeki insani durumun iyileştirilmesi çağrısında bulunan uluslararası sesleri susturmayı” amaçladığını belirtti.
Filistinli Eyyüb el-Mısri de “Bugün yardım girişine izin verilmesi, daha önce konuşulan bir planın hayata geçirilmesi konusunda işgalcilerin kötü niyetlerini içeriyor.” dedi.
İsrail medyasında yer alan haberlerden “İsrail ordusunun saldırılar sırasında Gazze Şeridi’nin kuzeyini küçük bölgelere bölmeye çalışacağı ve her bölgeyi müstakil şekilde ele alacağına ilişkin bazı duyumlar alıyoruz.” değerlendirmesinde bulunan Mısri, “İsrail’in bugün yalnızca Beyt Hanun’a yardım götürme hamlesi, bu kötü niyetli fikirlerin bir testi olabilir.” diye konuştu.
“Filistinlilerin tek isteği, İsrail’in soykırıma son vererek geri çekilmesi”
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistinlilerin İsrail’in planlarını tamamen reddettiğini belirten Mısri, tek taleplerinin “işgalcilerin geri çekilmesi ve dünyanın gözü önünde devam eden soykırıma son verilmesi” olduğunu vurguladı.
Mısri, başta ABD olmak üzere uluslararası topluma, “İsrail’in halka şantaj yapmak ve bölmek için bir silah olarak kullandığı ürkek yardım talepleri yerine, İsrail’e geri çekilmesi ve soykırımı durdurması için baskı yapmaları” çağrısında bulundu.
“Kuzeydeki 80 bin Filistinli açlık ve susuzluk nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya”
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki bölgelerde (Cibaliya, Beyt Lahiya, Beyt Hanun) halen 80 bin Filistinlinin bulunduğunu belirtti.
Kuzeydeki 80 bin Filistinlinin açlık ve susuzluk nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Basal, tüm bu yaşananların soykırımın başından bu yana Tel Aviv’e silah ve para desteği sağlayan ABD başta olmak üzere dünyanın onayıyla gerçekleştiğini ifade etti.
Basal, “ABD’nin yalanları ve Gazze’nin kuzeyine yardım götürerek İsrail’e uyguladığını iddia ettiği sözde baskının, soykırıma katıldığı yönünde Washington’a yöneltilen suçlamayı ortadan kaldırmak için kurulan bir aldatmacadan başka bir şey olmadığını” söyledi.
Sadece Beyt Hanun’a yardım girişine izin verilmesini değerlendiren Basal, şunları söyledi:
“Filistinliler, İsrail’in uyguladığı kuşatma ve aç bırakma politikası nedeniyle yiyecek bir somun ekmek, içecek bir damla su bulamıyor. Bahse konu edilen bu yardımların Filistinlilerin ihtiyaçları karşılama noktasında hiç bir değeri yok. Beyt Hanun beldesindeki barınma merkezlerinde halen 800 Filistinli aile bulunuyor. Gelen yardımlar ve su 50 aileye dahi yetmiyor.”
Basal, ABD yönetimine İsrail’in tarafını tutmayı bırakması ve Gazze Şeridi’ndeki tüm bölgelerdeki ailelere insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırması için İsrail’e gerçek manada baskı uygulaması çağrısında bulundu.
Gazze Şeridi’nin kuzeyinin şu anda halkın açlık ve susuzluktan kurtulması için günde yaklaşık 500 tır yardıma ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Basal, İsrail’in ise sadece 3 tır yardımdan bahsettiğini aktardı.
Basal, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki duruma ilişkin şunları sözlerine ekledi:
“İsrail’in niyeti henüz belli değil; bölgeleri birbirinden ayırmayı mı, yoksa bir tampon bölge kurmayı mı planladığını bilmiyoruz. Ancak açık olan şey, İsrail’in Filistinlileri silah altında zorla yerinden etmede ısrarcı olduğu.”