Yalova Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Peyzaj ve Süs Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Yusuf Evren Doğan, süs bitkisi çeşitliliğinde Türkiye’nin aslında dünya lideri olmak için bütün özelliklere sahip olduğunu belirtti.
Yalova Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Peyzaj ve Süs Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Yusuf Evren Doğan, süs bitkisi çeşitliliğinde Türkiye’nin aslında dünya lideri olmak için bütün özelliklere sahip olduğunu belirterek, “Şimdi bizim ihtiyacımız olan, bu önemli pazarlara üretimlerimizi satabileceğimiz bir prosedürü gerçekleştirmek, gerekli akreditasyonu sağlamak ve bunun devamında da istediğimiz seviyelere ulaşabilmek.” dedi.
Doğan, dış mekan süs bitkilerinin kalite sınıflandırmasını yaparak bu alanda ihracatın artırılmasına katkı sağlamak amacıyla geliştirdiği projeyi anlattı.
Peyzaj ve süs bitkileri sektörünün bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok önemli olmaya başladığını dile getiren Doğan, dünyada süs bitkileri ticaret hacminin şu anda 50 milyar dolara yaklaştığını ve Türkiye’nin ise şu anda canlı bitki ihracatının 50 milyon dolar seviyelerinde bulunduğunu ifade etti.
Doğan, sadece Almanya’nın geçen yıl 3,5 milyar dolarlık bitki ithalatı yaptığını vurgulayarak, “Hollanda’ya baktığımızda yine 2,5 milyar dolar seviyelerinde bir canlı bitki ithalatı var. Bu ülkelerin standartlarına baktığımız ve kalite kriterlerini incelediğimizde, Türkiye’nin de üretimini bu yönde geliştirmesi, buralardaki regülasyonları takip ederek bu kriterlere uygun bitkiler üretmesi gerekiyor.” dedi.
Dış mekan süs bitkilerinin tescillenebilir bir kalite standardına sahip olması için TÜBİTAK destekli bir proje gerçekleştirdiklerini söyleyen Doğan, projenin Türkiye’nin de aralarında olduğu Hollanda, Almanya ve İtalya’daki fidanlıklarda uygulanacağını aktardı.
Doğan, projenin, dış mekan tasarım bitkilerinde Avrupa kalite standartları temelinde kalite sınıflarının belirlenmesine yönelik bir yöntem araştırması olduğunu belirterek, “Ben karavanımla yola çıktım. Avrupa’da ve 20’nin üzerinde ülkede 100’den fazla fidanlık ve bahçe merkezi gezdim. Bu marketlerde ve alanlarda özellikle bitki üreticileri ve firma sahipleriyle anketler gerçekleştirdim. Şu anda aşağı yukarı bütün bitkilerle ilgili ciddi bir dokümantasyona sahibiz ve bu proje sayesinde dokümantasyonumuz bizim ticari alanlarımızda da kullanılabilecek.” diye konuştu.
Almanya, Hollanda, İngiltere, Amerika ve Kanada’da söz konusu bitkilerin üretimine yönelik standartları inceleyerek kalite kriterlerini ortaya koyduklarını aktaran Doğan, şöyle devam etti:
“Analitik hiyerarşi sürecini uygulayarak hangi kriterin hangi bitkide ne kadar önemli olduğunu tespit ettik ve bunu matematiksel bir ifadeye dönüştürdükten sonra hangi kriteri parametrik verilerle nasıl ölçebileceğimizi ortaya koyduk. Böylece, bu bahsettiğimiz bitkileri A’dan E’ye kadar kalite standart sınıflandırmasını yapabilir hale geldik. Türkiye’de 12 binden fazla bitki çeşidine sahibiz. Bunun yaklaşık 4 bini endemik tür ve bizim bir diğer avantajımız da vejetasyon dönemimiz. Çok uzun ve farklı zamanlarda üretim gerçekleştirebiliyoruz. Yani Türkiye aslında dünya lideri olmak için bütün özelliklere sahip. Şimdi bizim ihtiyacımız olan, bu önemli pazarlara üretimlerimizi satabileceğimiz bir prosedürü gerçekleştirmek, gerekli akreditasyonu sağlamak ve bunun devamında da istediğimiz seviyelere ulaşabilmek.”
Yapay zeka destekli uygulama bitkileri sınıflandıracak
Doğan, projenin çıktılarının, 2025 sonuna doğru yapay zeka destekli bir uygulamaya dönüşeceğini belirtti.
Uygulamanın tüketicilerin işini kolaylaştıracağını kaydeden Doğan, şu bilgileri verdi:
“Fotoğrafını çektiğinizde, o bitkinin uzmanı olmasanız dahi o bitkinin puanı size gösterilecek ve bu puan onun hangi sınıfta satılabileceğini, hangi sınıfta değerlendirilebileceğini gösterecek. Böylece siz bir bireysel tüketici de olsanız, evinize bir bitki de alacak olsanız, bu uygulamayı kullanarak bu matematiksel formülle aslında bitkinizi sınıflandırabileceksiniz. Bu bitki hakkında bir fikir sahibi olacaksınız. Gelecekte uzmanların da azalacağını düşündüğümüzde, bu uygulamayı rahatlıkla kullanabileceksiniz. Tüm bu verileri doğru değerlendirebilirsek eğer, kalite standartları bağlamında bütün dünya ile entegre bir üretime sahip olacağız ve böylece Türkiye, bahsettiğimiz 50 milyar dolarlık pastadan daha fazla pay almaya başlayacak.”
Türkiye’de üreticilerin de bir motivasyona ihtiyacı olduğunu vurgulayan Doğan, “Bu motivasyonu da aslında buraları gezdiğimizde, bu tarz büyük fidanlıkları gördüğümüzde sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle dış mekan süs bitkisi üretim arazilerine baktığımız zaman, Türkiye’de 4 bin 100 hektar civarında bir üretim alanımız var. Bulunduğumuz fidanlığın 800 hektar üretim arazisi var. Buradaki yöntemleri ve buradaki üretimden sonraki süreçleri doğru analiz etmemiz lazım. Yani biz üretiyoruz, sonra satmaya çalışıyoruz. Belki de şuna bakmamız lazım. Önce satmamız lazım, sonra üretmemiz lazım.” diye konuştu.
Yusuf Evren Doğan, süs bitkileri sektörü ve peyzaj uygulamalarıyla ilgili herhangi bir ürünün piyasaya sürülmesinde trend oluşturulması için bir adım atılması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Örneğin geçtiğimiz yıllarda bir kaktüs satışı büyümesiyle karşılaştık. Bu bir trend pazarlama yöntemiydi. Bir bilgisayarın önüne konulmuş olan kaktüsün radyasyonu emişiyle ilgili haberler çıktı ve ardından bu konu büyüdü. Bu nedenle sektörde bir pazarlama planı yapmamız gerekiyor. Türkiye’de çok sayıda balkon var. Bu balkonların sayısı ve balkonlarda üretilebilecek bitkilerle ilgili bir pazarlama planı henüz yapılmamış olabilir. Peyzaj mimarlarına ulaşma noktasında zorluk çekiliyor olabilir. Burada hepimize çok iş düşüyor ve bu konulara odaklanarak aslında bir planlama yapmamız lazım.”
“Projeden çok mutluyuz”
Yurt dışı danışmanlığını Almanya Osnabrück Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Martin Thieme-Hack’ın yaptığı projeyle Türkiye’deki dış mekan tasarım bitkilerinde kalite standartlarının parametrik olarak ölçülebileceği ve sınıflandırılabileceği matematiksel bir formülün geliştirilmesiyle üreticilere önemli kazanımlar sağlanması ve ihracatın artırılması amaçlanıyor.
Thieme-Hack,Almanya’da bitkileri standartlaştırma ve kaliteyi tanımlama konusunda uzun bir geçmişe dayanan gelenek olduğunu belirterek, 1960’larda Alman Fidanlıklar Birliği’nin kaliteyi standartlaştırmaya başladığını ve bugün ise bu görevi Peyzaj Geliştirme ve Peyzaj İnşaatları Araştırma Birliğinin üstlendiğini söyledi.
Şimdiye kadar bitki niteliklerini bir standart içinde yeterince tanımlayamadıklarını vurgulayan Thieme-Hack, “Türkiye ile yürüttüğümüz bu projede farklı kaliteler tanımlıyoruz, böylece daha düşük kaliteler otomatik olarak çöpe gitmiyor, daha düşük gereksinimler için de kullanılabiliyor. Bu gerçek bir yenilik çünkü ilgili pazara farklı şekilde hizmet etmemizi sağlıyor.” dedi.
Thieme-Hack, süs bitkilerinde standartları oluşturma fikrinin bir diğer avantajının da birçok yerde uzmanın olmaması olduğunu dile getirerek, “Müşteri neyin kaliteli neyin kalitesiz olduğunu anlayamıyor. Bu nedenle ABCDE etiketlemesi, meslekten olmayanlar için de burada hangi kaliteyi satın alacağını açıkça ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Martin Thieme-Hack, insanlığın hissettiği iklim değişikliği nedeniyle şehirlerde yeşilliğin, şehirlerin yaşanabilir kalmasında çok belirleyici bir faktör olacağına işaret ederek, “Bu proje ile kentlerin gelecekte de yaşanabilir kalması için daha fazla yeşillendirilmesine katkıda bulunabileceğimize inanıyorum. Türkiye’den Yusuf Evren Doğan’ın bu projeyi Almanya’da hayata geçirmemize yardımcı olmak üzere bize başvurmasından son derece memnunuz. Biz de bu önemli çalışmada kendisine destek olabildiğimiz için çok mutluyuz.” ifadelerini kullandı.