Türkiye’deki 17 bankadan 12’si “net sıfır” hedefi doğrultusunda hareket ederken, 10’u yeni kömür projelerini finanse etmeme taahhüdü verdi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam ederken, İklim İçin 350 Derneği ile Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) “Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı” başlıklı raporunun üçüncüsünü yayımladı.
Türkiye’deki 17 özel ticari, kamu ve yatırım bankasının iklim değişikliğiyle mücadele uygulamalarının 5 ana başlıkta ele alındığı raporda, bu bankaların fosil yakıt yatırımları, “net sıfır” hedefi, karbon ayak izi, temiz enerji yatırımları, ESG (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim) ve benzer derecelendirmeleri incelendi.
Buna göre, bankaların yayımladığı raporlar dikkate alındığında, 17 bankanın sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle mücadele kapsamında yürüttükleri faaliyetler farklı şekillerde ilerleme kaydetti. Ancak önceki raporlama dönemlerine kıyasla 2023’te ivme bir nebze düştü.
Geçen yıl yeni kömür projelerini finanse etmeyeceğini açıklayan yeni bir banka olmazken, mevcut durumda 17 bankadan 10’u kömüre “hayır” demeye devam etti.
Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda çoğunlukla 2050 itibarıyla portföylerini “net sıfır” salım hedefine uygun hale getireceğini açıklayan bankalara 2023’te Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB) eklendi. Böylece söz konusu 17 bankadan “net sıfır” hedefine uygun hareket eden banka sayısı 12 oldu.
Türkiye İş Bankası’nın da 2040’a kadar mevcut kömür portföyünden çıkacağını açıklaması geçen yıla ilişkin olumlu bir bulgu olarak değerlendiriliyor.
Rapora göre, uzun vadeli “net sıfır” hedeflerini destekleyici nitelikte olan, karbon ayak izi ve temiz enerji yatırımları konularında ara hedefler açıklayan bankaların, bu hedeflerini bilime dayalı bir metodolojiye uygun olarak taahhüt etmesi ve onaylatması ise olumlu gelişmeler arasında yer aldı.
“İklim kriziyle mücadelede finans sektörünün oynadığı kritik rol göz ardı edilemez”
İklim İçin 350 Derneği Finans Kampanyaları Sorumlusu Selen Baykara, rapora ilişkin değerlendirmesinde, iklim kriziyle mücadelede finans sektörünün oynadığı kritik rolün göz ardı edilemeyeceğini söyledi.
Baykara, bankaların bu kararlarının arkasında farklı yaklaşımların söz konusu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu sektör genelinde standardize bir yaklaşımın benimsenmesine yönelik ihtiyacı gösteriyor. Bununla birlikte, mevcut ekonomik koşulların da etkisiyle büyük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımlarının yavaşladığı görülüyor. Yeşil ekonomik dönüşüm için bankacılık portföyünde bir yandan fosil yatırımlar azalırken, diğer yandan yenilenebilir enerji yatırımları artış yönünde ilerlemeli. Küresel iklim hedeflerinin gerektirdiği acil eylem dikkate alındığında, finans kuruluşlarının portföylerini hızla net sıfır hedefleriyle uyumlu hale getirmesi ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemesi artık bir seçenek değil, bir zorunluluk.”
“Kömürden çıkışı finanse etmek üzere atılacak adımlar Türkiye’nin potansiyelini yükseltecek”
SEFİA Analisti Evrim Özyorulmaz Akcura da finansal kuruluşların iklim değişikliğine bağlı riskleri yönetmek için sistemsel düzenlemelere uyum sağlama çabası içinde olduklarını dile getirdi.
Akcura, bu kuruluşların yeşil ekonomiye geçişte düşük karbonlu yatırımların desteklenmesi konusunda da önemli ve aktif bir rol üstlendiğini belirterek, “Bu noktada, ana akım finansmanın karbon yoğun fosil yakıt varlıklarından uzaklaşarak, net sıfır hedefleri yönünde hareket etmesi gerekliliği de ortaya çıkıyor.” ifadesini kullandı.
Ulusal düzeyde bir farkındalık yaratma çabasıyla 3 yıldır yayımlanan raporun Türkiye finans sektörünün iklim kriziyle mücadelede aldığı mesafeyi ortaya koyduğunu aktaran Akcura, “Tüm veriler ışığında, özellikle kamu bankalarının mevcut ve yeni projelerde kömürden çıkışı finanse etmek üzere atacağı adımların yeşil dönüşüm ekseninde Türkiye’nin potansiyelini yükselteceğini düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.